ANNE
Varlığında iştahlı bir çocuktum, yokluğuna ise doymuş.
Sen bu hayatın neresindesin hangi ezberindesin, telaşta mısın?
Sahi dindi mi sancıların...
Tarifi zor bir şey var kursağımda biliyorum sen tam da oradasın. Kaç bahar uzaksın bana bilemem ki, varlığına tabiyim.
Sen hiç yaşadın mı! Oysa başka türlü hayat yakışırdı sana ellerine, ayaklarına, gülüşüne...
Bir gün karnına sığabilecek kadar mutluyken şimdi neden sığamıyorum dünyaya.
Yine de umutsuz büyümek düşmesin payıma ben büyüdükçe dünya küçüldü sensiz.
O titrek kalbini ince bir tüy gibi sal artık dünyaya Anne, endişeni kır, merakını gider gözyaşını sil. Dünya artık bildiğin yer değil.
Çoktan paralandı ördüğün kazak yine de sırtımdan eksilmez sıcak sevgin. Büyüdüm ben kazaksız da büyüdüm ama sensiz küçülüyorum artık... Un ufak oluyorum..
Dediğin gibi; yüreğimi sıcak tutup sokaklara çıktım, yürüdüm, üşüdüm, sıkıldım, dertlendim dünya bu muydu Anne.
Ben doydum Anne, ısındım, büyüdüm, yenildim, başardım, düştüm, kalktım, denedim Anne ama dönemiyorum geriye. Başımı dizine koyamıyorum.
Yaşarken sensiz bu kadar yol yürüdüğüme inanamadım. Dönemiyorum...