Alicenapsın Vahit Ağabeyi…
Erzurumluların yakından tanıdığı isim, özellikle de siyasiler daha iyi yakından tanır onu.
ANAP’ın iktidarı döneminde il başkanlığı yaptığı 8 yılda tüm gücünü ve imkanları Erzurum ve ya Erzurumlu için kullandı. Asla, ne kendine ne de çevresine gücünü kullanmadı. Kimseyi kayırmadı, kimseye menfaat çıkar sağlamadı.
Hatta gazeteci Öztürk Akkök’ün yazdığı gibi iktidar partisinin il başkanlığını yaparken iflas etti. Belki de gelmiş geçmiş iktidar partilerinin il başkanları arasında iflas eden tek kişi.
Ne kula kulluk etti, ne kapı kolu oldu.
Gönlü Mevlana misali herkesi kucakladı sadece partililerinin il başkanı değil herkesin il başkanı oldu.
Hoşca, dostça, Yunusca il başkanlığı yaptı. Tüm emeğini zamanını Erzurum ve Erzurumlular için harcadı.
…Evet kimden bahsettiğimi özellikle 30 yaş üzerindeki Erzurumlular gayet iyi anladı.
O isim Vahit Bingöl’den başkanı değil.
Neden mi? Çünkü Vahit Bingöl, gerçekten il başkanlığı döneminde partili partisiz herkesin takdirini kazanmakla kalmayıp gönüllerinde adeta taht kurmuştu.
ANAP’ın iktidarlığından sonra bir süre aktif olarak siyasete ara verdi. Ta ki Ali Babacan’ın AK Partiden ayrılıp DEVA Partisini kurana kadar. Bu zamana kadar da bir çok partiden gelen teklifleri kibarca geri çevirdi.
…Ve sonunda DEVA Partisinin kurucu il başkanlığını görevini üstlendi. Partisinin Türkiye’de ki teşkilatları arasında ilk genel kurulunu yapan il başkanı olarak da partisinde bir ilke imza attı. Hem de genel kurulu bir ilçede un değirmeninde yaptı. Bu alanda da bir ilke imza atmış oldu.
Kısa sürede partisinin Erzurum’daki teşkilat yapılanmasını tamamlayıp binlerce insanı üye yaparak yine herkesi kucaklamaya başladı.
Tüm bunları yaparken de partisinin bu emeklerini boşa çıkarmayacağını umarak maddi çıkar gözetmeden gece gündüz demeden çalıştı.
Lakin partisi bir süre önce belirlenen milletvekili adayları belirlenmesinde aynı vefayı Vahit Bingöl’e göstermedi. Hoş, Vahit Bingöl’ün de ‘illa milletvekiliği’ beklentisi içinde olduğunu da pek sanmıyorum ama olsun yine de insan o kadar emek verdiği gece gündüz, kar kış demeden çalıştığı partisinden bir vefa beklentisi içinde olması da doğal hakkı.
Maddi, manevi, uykusunu hatta ve hatta yeri geldi ailesini bile ihmal ederek çalıştığı partisinden vefasızlığı gören Vahit Bingöl oysa ki ne badirelerle ne zorluklarla karşılaşmıştı.
Sırf DEVA Partisinde olduğu için adeta partiden ayrılması için tehdit vari engellemelerle karşı karşıya kaldı. İş yerinin kapatılması hakkında iftiraya varan mesnetsiz iddialara rağmen o asla duruşundan ve de gönül verdiği partisinden taviz vermedi.
Oysa başta partisi olmak üzere 6 lı masadan hiç birisi Vahit Bingöl’e gazeteci Öztürk Akkök kadar sahip çıkamadı. Bütün bunlara rağmen partisinden asla ayrılmadı, partisine küsmedi ve CHP listesinden 3. sırasında gösterildiği milletvekilliği adaylığından ayrılırken de, "Ben adaylıktan çekildim, yarıştan çekilmedim" diyerek herşeye rağmen partisinin yanında olduğunu alicenaplığı ile gösterdi.
Akkök, ‘Başın Yere Eğilmesin’ başlığı altında bakın Vahit Bingöl için neler yazmıştı. İşte o yazı:
VAHİT Bingöl ismi çoğu insana “aşina” gelir.
Erzurum’da, hele de siyasi çevrelerde onu tanımayan yok gibidir.
Bizim tanışıklığımız çok eskilere, tee Anavatan Partisi’nin tıpkı Ak Parti gibi “zirvede” olduğu yıllara dayanır.
*
Kendisi iyi bir siyasetçi olduğu kadar; çevre temizliğine, şehrin düzenine duyarlı, sorunlara sırt dönmeyen, yanlışı cesaretle dile getiren, inandığı yolda kararlılıkla yürüyen, kimseyi kırmayan, incitmekten sakınan, düşündüğünü de rahatlıkla söyleyen “dobra” bir insandır.
*
Anavatan Partisi’nin yerini başka partilere bırakmasıyla birlikte “siyaset defteri”ni kapatan, köşeyi dönen “siyaset ağaları”nın aksine işi ile yeterince ilgilenmediği için “iflas eden” ve “kuru çul”a oturan Vahit Bingöl, sonraki yıllarda yeniden toparlanmayı başaran bir iş insanı olarak Erzurum iş dünyasında, özellikle akaryakıt sektöründe yine yerini aldı.
*
Her insanın yaradılıştan gelen özellikleri vardır.
Kim sporu sever sporcu, kimi sanatı sever sanatçı, kimi de siyaseti sever, siyasetçi olur.
*
Vahit Bingöl için de “O iyi bir siyasetçidir” değerlendirmesi rahatlıkla yapılabilir.
*
O iyi ama bana göre “şanssız bir siyasetçidir!”
*
Dürüsttür Bingöl, çalışkandır, fedakârdır, tuttuğunu kopartan bir yapısı vardır.
*
Gelin görün ki, bu özelliklerin çok azını üzerlerinde taşıdıkları ve hatta taşımadıkları halde “genel başkan” bile olabilme becerisi üst düzeye ulaşmış insanların aksine o, il başkanlığından öteye gidememiş, çıktığı her yolculukta menzile ulaşamadan yarışın dışına itilmiş, çelme yemiş olmanın acısını duymuş, hüsranını yaşamıştır; tıpkı dün (9 Nisan 2023) olduğu gibi.
*
Erzurum’da kimsenin cesaret edemediği, çoğu insanın “Ak Parti’ye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ihanet etmiş, arkadan hançerlemiş” gözüyle baktığı DEVA Partisi’nden gelen teklifi kabul ederek “kurucu il başkanı” olmayı göze alan, sırtlandığı yükün ve sorumluluğun altında kalmamak için de var gücüyle çalışan, bu haliyle de çoğu çevreden tepki gören Vahit Bingöl, kendisini seçimlere hazırladığı ve doğal olarak beklenti içine girdiği bir dönemin arefesinde, “sırttan hançerleme konusunda beceri ve deneyin sahibi” olmuş Ankara siyasetçileri tarafından kurban seçildi, kadre uğradı.
*
Bir gazeteci olarak hemen her seçim dönemi öncesinde gördüğüm, ne yazık ki, görmeye de alışık olduğum çirkinliklerin, iğrençliklerin ve hatta tuzakların birine daha, bu defa da Vahit Bingöl’ün düşürüldüğünü, dolayısıyla “kurban” seçildiğini görmüş olmanın hayret ve şaşkınlığını yaşadığımı çok rahatlıkla söyleyebilirim.
*
Belgesel izlemeyi çok severim.
Özellikle Afrika çöllerinde, bozkırlarda yaşanan öldüresi mücadelelerin ekrana yansıyan görüntülerinden kendime göre hem insani ve hem de mesleki anlamda dersler çıkartmaya çalışırım!
*
Üzülerek söylemeliyim ki, ülkemizde hemen her seçim dönemi öncesinde yaşanan insafla, izanla, merhametle, dürüstlükle yakından-uzaktan çok da ilişkilendirilmesi mümkün olmayan olaylar, o “vahşi belgeseller”e rahmet okutacak cinsten.
*
Bir insan nasıl olur bir başka insanın hakkına, hukukuna “hizmet edeceğim” uyduruk yalan ve gerekçelerinin ardına saklanarak tecavüz edebilir?
*
Her türlü ayak oyunlarıyla bir yerlere gelmeyi başarmış(!) milletvekili, bakan, belediye başkanı olmuş, geçtim bunların hepsini “muhtar” seçilmiş birisinden ülke menfaatine, millet çıkarlarına uygun dürüstlük ve hassasiyette işler yapmaları beklenebilir mi?
*
Bu açıdan baktığımda DEVA Partisi’ni Erzurum’da belli bir seviyeye taşıyan, çok şık bir il binası tefriş ederek üzerine düşenden fazlasını yapan, il ve ilçe örgütlerini her türlü baskıyı göğüsleyerek kuran, partisinin “ilk” ilçe kongresini Narman’da gerçekleştirerek rüşdünü ispat eden Vahit Bingöl, şu ya da bu nedenle, üstelik de o çok güvendiği Genel Başkanı Ali Babacan tarafından kenara itilmiş olmanın bugün şokunu yaşıyor.
*
Elbet dünya bir günlük değil.
Düne kadar “yüce benim” diyenlere bugün sineklerin üşüştüğünü birlikte ve ders alırcasına görüyoruz.
*
Yarın ne olur, bunu Allah’tan başka kimse bilemez.
Belki böyle bir durum sevgili Vahit Bingöl ağabeyin hakkından hayırlı olmuştur.
*
Son olarak Sebahattin Ali’yi anarak bir iki söz söylemek gerekirse…
Başın öne eğilmesin / Aldırma gönül aldırma / Ağladığın duyulmasın / Aldırma gönül aldırma!